Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Dalga azgın gemi vurmuş karaya Ya kaptan habersiz ya dümen bozuk”

Dalga azgın gemi vurmuş karaya Ya kaptan habersiz ya dümen bozuk”


Yaşayan halk ozanlarımızın ünlülerinden Erzurum/Tortumlu Aşık Ruhani, on yaşından beri gözleri dünyaya kapalı olmasına ve seksen yaşına yaklaşmış olmasına rağmen, içinde yaşadığı dünyayı ve ülkenin gidişatını çok daha iyi tahlil etmektedir.

Çok şöhretli profesörler, bakanlar, başbakanlar, gözleri açık olduğu halde burunlarının önlerini göremedikleri zaman ve zeminlerde bir bakıyorsunuz ki, Aşık Ruhani isabetli teşhisini yapmış bile.

Hiciv sanatını da oldukça ustalıklı kullanan ozanımızın hemen her konuda mutlaka bir diyeceği vardır ve sözün sırası gelmişse sözünü de hiç kimseden esirgemez.

Yediden–yetmişe hemen herkesin faiz illetine bulaştırıldığı, bankaların sokaklarda dağıttığı kartlar yüzünden yuvaların yıkıldığı, intiharların arttığı, ülke nüfusunun yarısından fazlasının açlık sınırının altında yaşadığı, çöpten ekmek toplayanların arttığı, pazar artıkları ile geçinen ailelerin çoğaldığı ve para kazanan kurumların ecnebilerin eline geçtiği bir ortamda, ekranlara çıkıp bol keseden nutuk atan ve fert başına düşen milli gelirin altı bin dolar olduğu palavrasını sıkanlara aşık Ruhani’nin bir diyeceği var mıdır?

Elbette vardır:

Yüz bin cila vursan olmaz kehribar
Kömüre mücevher taş demeyinen
Acın karnı doymaz yiyip içmeden
Ekmek demeyinen aş demeyinen

Yorgun kervan dar köprüden geçemez
Cahiller karayı aktan seçemez
Gökyüzünde pervaz edip uçamaz
Hindi yavrusuna kuş demeyinen

Katır kanatlandı kavağa çıktı
Deve semerini yolda bıraktı
Dünya birden bire dört nala kalktı
Daha eğlenir mi çüş demeyinen

Aşık Ruhani’yim ötesi var mı
Doğruyu söylemek utanç mı ar mı
Kamiller safına kabul eder mi
Ahmağa akıllı baş demeğinen.

Binlerce yıllık devlet geleneği olan koca Türk devletinin itibarının her fırsatta zedelendiği, askerinin başına “doğal müttefik” ilan edilen şer güçler tarafından çuval geçirildiği, yine coniler tarafından askeri çapulcu teröristlerin önüne atılıp yem yapıldığı, nefsi müdafaa için dahi okyanus ötesi ile pazarlık yapıldığı ve onun dediğinin dışına santim çıkılamadığı bir ortamda, dışarıda itibarımız arttı, bütün dünya bizi konuşuyor şeklindeki atıp–tutmalara karşı da elbette ozanımızın diyecekleri var:

Tersine dönüyor feleğin çarkı
Ya insan bir çeşit ya zaman bozuk
Şifasız yarama sarılan yakı
Ya hekim bilgisiz ya derman bozuk

Zurnaya takılır göldeki kamış
Cahilin sözünden kim ne anlamış
Yıllar gelmiş geçmiş bara durmamış
Ya ağaçlar barsız ya bağban bozuk

İnsan odur insanlığa yaraya
Kara sakız ilaç olmaz yaraya
Dalga azgın gemi vurmuş karaya
Ya kaptan habersiz ya dümen bozuk

Aşık Ruhani’yim işte ben buyum
Gah çalgın gah durgun akıyor suyum
Nedendir herkese uymuyor huyum
Ya el anlayışsız ya da ben bozuk.

Vatan için, bayrak için şehit olan koç yiğitlerin evleri kapısız, duvarları sıvasız, çocukları çorapsız iken, yeni makamlarını yeniden donatmak için otuz trilyon harcayanlara, şehit aileleri, şehit anneleri karlar bağlamış, yaşın yaşın ağlarken vur patlasın–çal oynasın formatında yayın yapan hissizler de şairimizin ince ince dokundurmaları var:

Sitem etme benim gibi düşküne
Seni kondurayım gönül köküne
Kainatı Yaratanın aşkına
Ya beni de güldür ya sen de gülme

Meşelidir bizim dağlar meşeli
Laleli sümbüllü mor menekşeli
Sen güler oynarsın ben endişeli
Ya beni de güldür ya sen de gülme
Aşık Ruhani’yim öldüm sevdiğim
Yıprandım sarardım soldum sevdiğim
Issız bir köşede kaldım sevdiğim
Ya beni de güldür ya sen de gülme.



Serbest Kürsü

MollaCami.Com