Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Bilmem Söylesemmi, Söylemesemmi?

Apartmandan çıkar çıkmaz soğuk hava yüzüne çarptı, ama onun zihni hala az önce
okudukları bir cümleye takılı kalmıştı: ;

"ALLAH insanların duasını işitir ve onlara cevap verir, onlarla konuşur."

Dalgın bir halde arabasına bindi. Anahtarı kontağa sokmadan önce, soğuğa
aldırmadan, birkaç dakika daha bu konuyu düşündü.

Nasıl? bu soru ruhunun derinliklerinden gelip zihnini bir bulut gibi kaplıyordu.

Nasıl?

Onun herşeyi duyabileceğinden zerre kadar şüphesi yoktu, ama yine de dualara
nasıl karşılık verdiğini zihni kavrayamıyordu.

Sonunda, cevabı bulmayı zamana bırakmayı düşünüyordu ki, birden içinden bir ses

"Bunu neden bir dua vesilesi yapmıyorsun?" dedi.


Sahi ya, onun elinden gelen dua etmekten başka ne olabilirdi? Yüksek sesle
Rabbine seslendi:

"ALLAH'ım! Senin her kulunun kalbinden geçen arzulardan bile haberdar
olduğunu biliyorum. Benim bu dileğimi de elbette duyuyorsun. Lütfen,
duaları nasıl duyduğunu ve onlara nasıl cevap verdiğini bana öğret! "

Arabayı çalıştırdı ve ruhen rahatlamış bir halde evine gitmek üzere yola
koyuldu. Ana caddede ilerlerken, birden garip bir duygu doğdu kalbinde. Bu duygu
arabayı durdurup bir kutu süt almasını söylüyordu. önce kulak asmadı ve
arabasını sürmeye devam etti. Ama aynı duygu bu defa daha güçlü bir şekilde
benliğini sardı.
Bunun Rabbinden kendisine gönderilmiş bir işaret, bir mesaj
olabileceğini düşünerek;

"Pekala Rabbim, sütü alacağım" dedi.
Bu, çok da zor bir sınav gibi görünmüyordu zaten.
Arabadan inip bir kutu süt alacaktı o kadar. öyle de yaptı ve yeniden yola
koyuldu. Ana caddeden arabasını sürmeye devam ederken, bir ara sokağın ağzından
geçiyordu ki, içindeki ses bu defa ona "O sokağa sap" diye emretti.

önce sokağı geçti, ama duygu kuvvetlenince Peki diyerek geri dönüp o
sokağa girdi.

Sokaktan ilerledikce binaların görünümü değişiyor ve iki katlı
binalar yerlerini tek katlı derme-çatma barakalara bırakıyordu. Birkaç ev daha
geçtikten sonra, ses durmasını söyledi.

Arabayı sağa çekti ve etrafına bakındı. Burası tam anlamıyla bir
gecekondu mahallesiydi. Ve evlerin çoğunun ışığı sönmüştü. Belli
ki, sabah erkenden işe gidecek insanlar yataklarına girmişti bile. O
bunları düşünürken, yüreğinin sesi bu defa ona şu emri verdi:

"Git ve sütü sokağın karşısındaki yeşil evde yaşayan insanlara ver."

Genç adam eve baktığında onun pencerelerinden de digerleri gibi ışık gelmediğini
gördü.

Bu anlamsız birşey diye düşündü bir an kendi kendisine. Bu evin insanları
yataklarında uyuyorlar ve onları uyandırdığım takdirde
aptal durumuna düşeceğim.

Ama o ses "Git ve sütü ver!" dedi yine ona.

Tereddüt etti uzunca zaman. Sonra aynı akşam ettiği
duayı hatırladı. Ve bunun Ondan bir işaret olabileceğine kanaat getirdi.
Arabasından çıktı. isterlerse bana aptal gözüyle baksınlar.

"Bu Rab'bimden gelen bir emirse eğer ona uyacağım"
dedi kararlılıkla.

Sokağın karşısındaki eve gitti ve zili çaldı. içerden
koşuşturmalar, gürültüler geldi.

"Kimsin? Ne istiyorsun?" dedi içerden bir erkek sesi.

Aksanı farklıydı, ama söyledikleri anlaşılabiliyordu.
Genç adam hemen oradan kaçıp uzaklaşmak istedi bir an.
Fakat o bunu gerçekleştiremeden kapı açıldı. Fakir görünümlü bir
adam açtı. Yüzünden hüzün okunuyordu, ama kapısında bir yabancıyı
görmekten de fazla hoşnut değil gibiydi.

" Buyrun?" diyen ev sahibine sütü uzattı.

" Bunu size getirdim."

Adam sütü aldığı gibi içeri koştu. Daha sonra koridorun oteki ucundaki odadan
çıkan bir kadın mutfağa doğru seğirtti hızla. Onu izleyen adamın kucağında ise
bir bebek vardı. Ağlayan bir bebek. Adamın gözlerinden sicim halinde gözyasları
dökülüyordu. Yarı ağlayarak yarı konuşarak şunları söyledi:

"şehre geleli iki ay oluyor. Hala iş bulamadım. Dostun ahbabın yardımlarıyla
bugüne kadar geldik. Ama bugün bebeğimize süt alacak paramız yoktu. Sürekli dua
ediyordum ALLAH'a bize süt göndermesi için."

Mutfaktan kadının sesi geldi bu sırada. Onun söylediklerini anlayamadı, çünkü
başka bir dil konuşuyordu. Kocası onun sözlerini
genç adama tercüme etti:

"O'ndan bize bir meleğiyle süt göndermesini istiyordum. Sen bir melekmisin
yoksa?"

Genç adam cüzdanındaki bütün parayı çıkarıp zorla adamın eline tutuşturdu. Ve
adama bundan sonra onun için hep dua edeceğini, ve
bir iş bulabilmesi için elinden geldiğince yardımcı olacağını söyledi.

Kelimeler boğazında düğümlenince, döndu ve arabasına
bindi. Bu defa onun gözlerinden yaşlar dökülüyordu...

Artık ALLAH 'ın kullarının dualarını nasıl duyduğunu,
onlara nasıl cevap verdiğini daha iyi anlamıştı!

Kardeşim elinize, emeğinize sağlık.
Çok çok güzel bir hikayeydi.
Allah razı olsun. :'( :'(


Kardeşim elinize,emeğinize sağlık.
Çok çok güzel bir hikayeydi.
Allah c.c razı olsun. :'( :'(


Kardeşim elinize, emeğinize sağlık.
Çok çok güzel bir hikayeydi.
Allah razı olsun. :'( :'(


Kardeşim elinize, emeğinize sağlık.
Çok çok güzel bir hikayeydi.
Allah razı olsun. :'( :'(

okuyan gözlerinize sağlık...

çok güzeldi...elinize sağlık kardeşim...

Çok güzeldi :'(

ne güzel dua--- ne güzel icabet--- ne güzel hikmet.

okuyan gözlerinize sağlık...

Çok güzeldi Allah razı olsun :'(


Çok güzeldi Allah razı olsun :'(

allah razı olsun..

okuyan gözlerinize sağlık kardeşlerim...


ne güzel dua--- ne güzel icabet--- ne güzel hikmet.


ne güzel dua--- ne güzel icabet--- ne güzel hikmet.


Teşekkürler.
Emeğe saygı...


Hikayeler

MollaCami.Com