Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Subhanallah Bu Cennetin Kokusu....

Eski zamanlarin birinde saf mi saf temiz mi temiz her seye ve herkese kanan bir adam yasarmis. Tum muradi insanlara hizmet edip Rabbinin rızasini kazanmakmis. Fakat bazi kendini bilmez insanlar onun bu safligindan yararlanip ona kotu sakalar yaparlar uzerlermis. Gel zaman git zaman bu saf adamin koyunden bir grup insan umre ziyareti yapmaya karar verirler. Giderlerken bu adamcagizi da yanlarinda goturmeye karar verirler. "Yolda biraz takiliriz zaman geciririz." diye.
Nihayet uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra yuce Allah'in evi Beytullah tum heybetiyle gorunmus. Muslumanlar ve bizim iyilik timsali saf adamimiz heyecan ve sevincle ona kosmus ve umre vazifelerini yerine getirmisler. Yaklasik on gun burada ibadet ve taatla mesgul olan kafile artik toparlaniyormus. Simdi Resûlullah'a varma zamani gelmisti. Nur sehir Medine'ye gitmek icin yola koyulmuslardi. Mekke'den bir mil mesafe ayrilmislardi ki iclerinden biri cantasindan birtakim kâgitlar cikarmis acele ile arkadaslarina dagitmaya baslamis. "Bu nedir?" diyenlere:
"Susun sessiz olun. Bizim saf adam duymasin ona muthis bir oyun hazırladım." demis.
Kafilede olan herkese dagitmis. O kâgitlardan sadece saf adama vermemis. Arkadaslari dayanamamis "Cabuk anlat oyunun nedir?" demisler. Adam:


"Bakin birazdan saf adam gelecek. Bizlere ellerimizdeki kâgitların ne oldugunu soracak."
"Eee biz ne diyecegiz?" diye atilmis arkadaslari.
"Diyecegiz ki bu kâgitlar bize cennetten gelmistir. Umre ziyaretimizi kabul eden Allah bizlere beraatlarımızı gonderdi." diyecegiz.
Arkadaslarindan bazılari:
"Fakat bu cok agir bir saka." dedilerse de bu isi yapmaya karar verdiler.
Biraz sonra saf adam yanlarina gelmisti. Birde ne gorsun herkesin elinde birtakim kagitlar onu opup kokluyorlar. Dayanamadi:
"Ey benim arkadaslarim! Nedir o elinizdeki opup kokladiginiz kâgitlar?" diye sordu.
Hepsi birbirlerine kas goz edip gulusmuslerdi. Bu oyunu hazirlayan zat ona:
"Aaa senin bu kâgitlardan haberin yok mu?"
"Hayir yok."
"Ama nasil olur bak hepimize gonderildi bundan."
"Fakat anlamiyorum nedir onlar? Kim gonderdi?"
"Kim olacak umremizi ve ibadetlerimizi begenip kabul eden Allah gonderdi."
Saf adam âdeta beyninden vurulmustu. Son baharda yapraklari dokulup en ufak bir ruzgârda titreyen bir gul agaci yapragi gibiydi. Dudaklari: "Rabbim! Rabbim! diye kipirdıyordu.
Aniden yonunu Mekke'ye cevirdi. Kâbe karsisindaydı; birden olanca kuvvetiyle kosmaya basladi. Arkadaslarinin "Dur gitme! Saka yaptik." sozlerini duymuyordu bile. Onun gonlu yanmisti hem de nasil bir yangin? Belki Nil nehri oraya aksa sonduremeyecekti. Dusuyor kalkiyor agliyordu. Sonunda kavusmustu Beytullah'a. Ona oyle bir sarildi ki gozyaslarini Kâbe'nin ortusu icine cekiyordu. Kalbini âlemlerin Rabbi olan Allah'a baglamis haykiriyordu:
"Ey yuceler yucesi Allah'im! Ey benim Rabbim! Niye benim beraatimi vermedin ne kusur ettim? Allah'im! Arkadaslarim oyle mutlu ve sevincli ben boyle boynu bukuk yetim kaldim. Rabbim! Sana yalvariyorum! Benim de beratimi ver. Ne olur Allah'im beratimi ver!"
O boyle yalvarirken kafasina bir seyin degip yere dustügunu hissetti. Bir de ne gorsun arkadaslarinin ellerindeki kâgitlardan cok daha guzel bir kâgit. Hemen aldi sevincten ne yapacagini sairrmısti. Hemen kalkti kafilesine dogru kosmaya basladi. Bir yandan da bagiriyordu:
"Aldim! Aldim! Ben de beratimi aldim!?"
Arkadaslarinin hepsi sasirmısti. Adam yanlarina gelince hemen elindeki kagidi aldilar. O da neydi? Bu kâğgi nasil da guzel kokuyordu! Hayatlarinda hic bu kadar guzel bir koku koklamamislardi. Ustelik cok garip harika desenli bir kâgitti. Simdi hepsi telaslanmislardi isin icinde bir is vardi. Hic vakit kaybetmeden hemen Mekke'ye donduler ve o devrin buyuk âlimi bir buyuk zata gittiler. Kâgidi ona verdiler. O âlim zat kâgidi eline alir almaz ayaga kalkti.
"Subhanallah! Bu cennet kokusudur." dedi. Kâgidi acinca hayret ve dehseti artti:
"Bu" dedi "bu bir berattir. Falan adama yazilmistir. Hem de nur murekkeple yazilmistir."
Hepsi donmuslardi. Kimileri hungur hungur agliyordu. Âlim o saf adami kucaklamis sakallarından yuzunden ellerinden opuyordu.
"Ne olur bana dua et!" diye rica ediyordu.
Allah bu saf kuluna rahmet etmis ona nazar edip mukâfatlandirmis ve arkadaslarina da bir ders vermisti...

:'(

samimiyet....
sittin sene aşılmıyacak manevi yolları bi an da aşılır kılıyor....
geldiğin için teşekkürler sevgili cepni...

:'(emeğine sağlık kardeşim... :'( :'( :'(

hislerinizi paylaşıyorum sevgili aliemin kardeşim...


:'( emeğine sağlık kardeşim... :'( :'( :'(

Rabbim bu samimiyeti hepimize nasip etsin...
Emeğinize sağlık kardeşim.

aminn....inşaallah kardeşim...gelen kardeşlerime teşekkürler...

:'( Çok duygulu.Okuyupta etkilenmemek mümkün değil. Allah razı olsun. :'(

cümlemizden kardeşim....

Allah razi olsun kardesim :'( :'( :'(

"Subhanallah! Bu cennet kokusudur."
:'( :'(
mevlam bu kokuyu bizede nasip etsin

amin kardeşim...


kıssadan hisse

MollaCami.Com