Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kainatı Fraktal Diliyle Okumak

Kainatı Fraktal Diliyle Okumak


[b]Satın aldığımız herhangi bir ürün üzerindeki sık siyah çizgilerden meydana gelen barkodu hepimiz biliriz. Bu barkot, malın cinsi ve fiyatı gibi bilgileri ihtiva eder. Fakat görünüşte barkodun üzerinde, bunları anlatan hiçbir şey yoktur. Ondaki bilgileri anlamak için, bir barkot-okuyucuya ihtiyaç vardır. Dolayısıyla, basit bir barkodu okumak için bile, bir bilgisayar programına ihtiyaç duyarız. Acaba her hâliyle muhteşem görünen kâinat kitabını okuyabilmek ve onun şifresini çözebilmek için, nasıl bir lisana ve okuyucuya ihtiyaç vardır?

Kâinata matematik lisanıyla bakan ünlü bilim adamı Galileo şöyle der: “Âlem her an gözlemlerimize açıktır; ama onun dilini ve o dilin yazıldığı harfleri öğrenmeden anlaşılamaz. Kâinat matematik diliyle yazılmıştır; harfleri üçgenler, çemberler ve başka geometrik şekillerdir; bunları dikkate almadan bu kâinatı anlamaya çalışan insan, karanlık bir lâbirentte başıboş dolaşıyor demektir.”

‘Fraktal’; parçalanmış veya kırılmış mânâsına gelen Lâtince ‘fractus’tan türetilmiştir. Bu kavramın 1975’te Polonya asıllı matematikçi Benoit Mandelbrot tarafından ortaya atıldığı kabul edilir. Fraktal geometri, kendini tekrar eden ve sonsuza kadar küçülen şekilleri, kendine benzer bir cisimde, cismi oluşturan parçaları ve cismin bütününü inceler. Kafamızda yer etmiş üçgen, dörtgen, daire gibi geometrik şekillere benzemeyen ve ilk bakışta düzensizmiş gibi gözüken detaylar veya desenler, giderek küçülen ölçeklerde tekrarlanır ve bütünüyle mücerret nesnelerde sonsuza kadar sürebilir; bunun tam tersi, her parçanın daha küçük dilimleri büyütüldüğünde, o dilimlerin yine cismin bütününe benzemesi hâdisesidir. Tabiatta bu durumla sık karşılaşırız. Birçok ağaç türünde, dal ve köklerdeki saçaklanma şekilleriyle; dalların yan dallara ayrılma biçimlerinin, yaprakların çıkış noktalarının ve yaprak üzerindeki damarların dallanma motiflerinin birbirine benzer bir kalıp izlediğine birçok defa şahit olmuşuzdur. Şimşek, ağaç, akciğer, karnabahar, kıyı, dağ, nehir, kanyon şekillerinde; çatlamış toprakta, timsah derisinde, kabuklu deniz canlılarında, kar tanelerinde, hayvanlardaki dolaşım ve solunum sisteminde rahatlıkla görebileceğimiz dallanmış yapı, fraktal geometrinin en iyi misâllerindendir. Fraktal algoritma ise, engebeli dağlık araziler veya ağaçların dal sistemleri gibi hassas ve ince bir düzene işaret eden girift durumların benzer görüntülerinin oluşturulabilmesini mümkün kılmıştır.

Fraktal geometri, istatistikî mekanikte, özellikle görünüşte rastgele özelliklerden oluşan fizikî sistemlerin incelenmesinde kullanılır. Meselâ, gökada kümelerinin dağılımının tespitinde ve akışkanlarda oluşan girdaplara dâir problemlerin çözülmesinde fraktal simülasyonlardan faydalanılmaktadır. Fraktal geometri fiziko-kimyada, fizyolojide, akışkanlar mekaniğinde ve bilgisayar grafiklerinde de kullanılmaktadır.

Kâinatı matematik diliyle okuyan İngiliz fizikçi ve matematikçi Sir James Jean, “Sırlı Kâinat” kitabında: “Yaratıcı aynı zamanda mükemmel bir matematikçi olmalı.” der. Aslında bunu şöyle anlamak daha doğru olacaktır: Bu kâinat, çok hususi vasıflarla yaratılmış olan insanın ancak fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi ilimler zâviyesinden baktığı takdirde; sonsuz ilim, kudret, hikmet ve irade sahibi bir Yaratıcı tarafından yaratılmış olduğunu idrak edilebileceği bir sanat eseridir
Sızıntı dergisi


Bilimsel makaleler

MollaCami.Com