Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


KURÂN-I KERİM'DEN ÖRNEK DUALAR

Okunuşu:

Rabbena âtina fiddünya haseneten ve filâhıreti haseneten vekına azaben nar.

Anlamı:

Rabbimiz dünyanın (gerçek) güzelliklerini, âhıretin (gerçek) güzelliklerini ver, ateşin azabından bizi koru.

Bilgi:

Rasûlullah salla’lâhu aleyhi ve sellem’in pek çok duâsında bu âyete yer verdiğini Enes radıya’llâhu anh naklediyor bize. Bildiğimiz ve bilmediğimiz tüm dünya ve âhıret güzelliklerini dileyip; dolayısı ile ateş azabına yolaçacak şeylerden korunmayı talebetmeyi öğretiyor bize bu dua.

Rabbena lâ tuzığ kulûbena bâ’de iz hedeytenâ, ve heblenâ min ledünke rahmeh, inneke entel vahhab

Anlamı:

Rabbimiz gerçeğe erdirdikten sonra kalplerimizi o gerçekten saptırma; bize indinden rahmet bağışla; kesinlikle sen sonsuz bağışlarda bulunansın.

Bilgi:

"Mü’min’in kalbi Rahmân’ın iki parmağı arasındadır" hadîs’inin işaret ettiği şekilde, kalplerimiz yâni bilincimiz her an ilâhî kudrete tabiîdir. Bu sebeble ne kadar gerçeğe ermiş olursak olalım, her an o gerçekten sapmak mümkündür. İşte bu dua, haline güvenmeyip, ilâhî inayeti taleb içindir.

Bu duâya devam, kişinin saadet hâli üzere ölümü tatması için iyi bir işaret olarak değerlendirilebilir. Çünki ısrarla devam edilen duâ icâbet işareti taşır.

Namazlarda son oturuşta, salâvatlardan sonra okunması şayanı tavsiyedir.

Okunuşu:

Rabbena ma halâkte haza bâtıla, subhaneke fekına azabennar. Rabbena inneke men tudhılin nâre fekad ahzeyteh ve mâliz zâlimine min ensar. Rabbena innena semi’na münadiyen yunadi lil’iymani en aminu birabbikum feamenna. Rabbena fağfir lena zünûbena ve keffir anna seyyiâtina ve teveffena mâal ebrar. Rabbena ve âtina mâ vaadtena alâ rusûlike ve lâ tuhzina yevmel kıyameh. İnneke la tuhliful miyad.

Anlamı:

Rabbimiz, gökleri yerleri ve her ikisi arasındakileri boşuna, hikmetsiz yaratmadın. Münezzehsin (berisin) sınırlılık ve ilkellik ifâdesi olan kavramlardan. Bizi ateşin azabından koru.

Rabbimiz, imana davet edeni duyduk ve iman ettik. Rabbimiz bağışla bizim kusurlarımızı ve sil günâhlarımızı ve dahil et bizleri iyiliğe ermişlere. Rabbimiz, resûllerine bizim için vaad ettiklerini ihsan buyur, kıyâmet günü mahcûb olmaktan bizi koru. Elbette sen sözünden asla caymazsın!..

Bilgi:

Burada da Allâhu Teâlâ bizlere en kıymetli duâ şekillerini öğretiyor.

Ayrıca, bu şekilde duâ edildiği takdirde, bu duâya icabet edileceği de daha sonraki âyette kesinlikle ifâde edilmiştir.

Artık Cenâb-ı Hak tarafından icabet sözü verilmiş bir duaya da devam edemiyorsak, elbette diyecek bir şey kalmaz.

Okunuşu:

Rabbena zalemma enfüsena ve in lem tağfir lena ve terhamna lenekunenne minel hasırıyn.

Anlamı:

Rabbimiz nefislerimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen, hüsrana uğrayanlardan olacağız.

Bilgi:

Hazreti Adem ve Havva cennet hayatı yaşarken, kaderlerindeki o mahut hatayı yaptıktan sonra, kendilerinden sâdır olan bu fiîlin üzüntüsü içinde, yukarıda ifâde olunan biçimde bağışlanma taleb ettiler.

Ve bu duâları kabul olunarak, bir süre dünyada yaşadıktan sonra, yeniden cennet yaşamına dönme imkânına ulaştılar.

İşte Kur’ân-ı Kerîm’deki bu duâ bize, "nefse zulmetmek" halinde ne yapmamız gerektiğini öğretiyor.

Hayatı nefsine zulmetmekle, yani "nefs"inde mevcût olan sonsuz kemâlin hakkını yerine getirememek suretiyle ona eziyet etmekle geçen bizlere de bu duâya devamdan başka bir şey kalmıyor.

Okunuşu:

HasbiyALLAHu lâ ilâhe illâ Hu, aleyhi tevekkeltu ve Huve rabbül arşıl azıym.

Anlamı:

Allâh’a güvendim (bana yeter) Allah yoktur O vardır, ki ben de O’na bağlanıp işimi ona bıraktım; O arşın aziym rabbidir.

Bilgi:

Başınız haksız yere derde girdiği zaman bu âyet-i günde beşyüz veya bin kere okumaya devam ederseniz, inşâALLAH kısa zamanda selâmete çıkarsınız.

Bu âyetteki duâyı ilk okuyan İbrahim peygamberdir.

İbrahim aleyhi’s-selâm Nemrud tarafından yakalattırılıp, mancınıkla ateş dağının içine fırlatıldığı zaman, havadayken Cebrâil isimli melek gelir ve sorar.

-Yâ İbrahim senin için ne yapmamı istersin?

İbrahim aleyhi’s-selâm cevab verir:

-Allâh’a güvendim. O bana yeter. Allah yoktur O vardır! Ben O’na bağlanıp, işimi ona bıraktım. Ki O arş’ın azîm rabbıdır.

İşte İbrahim aleyhi’s-selâm’ın bu şekildeki ifâdesinden sonra mûcize olur; ve İbrahim aleyhi’s-selâm yavaş bir şekilde ateşin içine düşer fakat onu ateş yakmaz. Çünki, Kur’ân-ı Kerîm’de anlatıldığı üzere "ateş soğumuş ve selâmet verici olmuştur" İbrahim peygamber için, Allâh emri ile. İşte, böyle bir mûcizenin meydana gelmesine vesile olan anlayış ve ifâde vardır bu duâda.

Bakın bu duâ için ne buyuruyor Rasûlullah salla’lâhu aleyhi ve sellem efendimiz bizlere:

-Kim sabah kalktığında ve geceye girdiğinde «Allâh’a güvendim o bana yeter, Allah yoktur, arş’ın azîm rabbi olan O vardır» derse; bunu ister sıdk ile söylesin ister YALANDAN (inanmıyarak) söylesin, yedi defa söylediğinde Allâh ona kâfi gelir.’ Ebû Davud.

Dikkat edin!..

Bu hadîs-i şerîfte çok önemli bir hususa işaret ediliyor!.. Allâh’ın SİSTEM’ine!.. "Allâh’ın düzeninde asla değişiklik olmaz" âyetiyle de vurgulanan SİSTEME.

Siz belli duâları veya zikirleri yaptığınız zaman, inansanız da, inanmasanız da, o yapılan çalışma, ilgili mekânizmayı, sistemi harekete geçirir ve mutlaka semeresini verir; demiştik.

İşte bu hadîs-i şerîf, söylediklerimizin açık-seçik ispatıdır. "Kişi ister SIDK ile ister yalandan yâni inanmıyarak" yaptığında denmesi bunun apaçık göstergesidir.

Bu sebeple diyoruz ki, siz inanmasanız dahi bu zikirlere veya duâlara bir süre devam edin, söylenildiği sistem üzere. Elbette neticesine ulaşacaksınız.

Allâh bize bunun manâsına ermeyi ve bu duâyı edebilmeyi nasîb etmiş olsun.




Okunuşu:

Rabbi inniy euzü bike en eseleke ma leyseliy bihi ilmün ve illâ tağfirliy ve terhamniy ekün minel hasıriyn.

Anlamı:

Rabbim sana sığınırım neticesi hakkında kesin bilgim olmayan bir konuda ısrarla senden bir şey istemekten. Böyle bir hatam dolayısıyla beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen hüsrana uğramışlardan olurum

Bilgi:

Nuh aleyhi’s-selâm kavmini uyarmış, ama kendisini dinlememişlerdi. O da aldığı emri ilâhî üzerine bir gemi yaptı ve hayvanlardan birer çift ile yakınlarını gemiye davet etti. Ne çare ki oğlu ona inanmamış ve gemiye de binmemişti.

Tufan başladıktan sonra, seller üzerinde gemi yüzerken, dalğaların arasında boğulmak üzere olan oğlunu gördü ve onun kurtulması için ısrarla rabbine duâ etti. Ama ne çare ki duâsına icabet gelmiyordu.

-(sulbünden olabilir ama) O senin ailenden değildir!.. Yaptıkları sâlih olmayan işlerdir. Gerçeğini bilemediğin şey için bana ısrarla duâ etme. Cahillerden olmaman için seni uyarıyorum." (11-46)

İşte bu uyarıdan sonra Nuh aleyhi’s-selâm, yukarıda metnini verdiğimiz özrü, bağışlanmayı ihtiva eden duâyı yaptı.

Bize, burada büyük ders vardır!.. Bir çok akrabamız veya daha yakınımız, ailemizden kişiler vardır ki, gerçeği örtmekte, inkârda, Allah kabulünde inad edip dururlar. Oysa onlarla her ne kadar kan bağımız varsa da, ölümötesi yaşam içinde hiç bir yakınlığımız mevcût değildir. Bu sebebten de onlar hakkında ısrar etmemiz, ya da onları zorlamamız abestir. Bize düşen sadece onların hidâyet bulması için rabbimize duâ edip, gerisini O’na bırakmaktır.

Muhakkak ki Allâh’ın takdiri yerine gelecektir!.

Öyle ise bize hayırlı nesil talebetmek düşüyor. Bakın o da bize nasıl öğretiliyor:




Okunuşu:

Rabbena heblena min ezvacina ve zürriyâtina kurrete a’yunin Vec’alna lilmuttakıyne imama.
Rabbimiz bizlere, gözlerimizi nurlandıracak, korunmak isteyenlere yol gösterecek evlâdlar bağışla eşlerimizden.


Anlamı:

Bilgi:

Evlâd isteyen ana - babalara Cenâb-ı Hakk’ın öğrettiği bir duâ bu. Hayırlı evlâdı olsun isteyenler, şayed bu duâya namazlarından sonra devam ederken çocukları olursa, umulur salih bir nesil sahibi olurlar.




Okunuşu:

Rabbic’alniy mukıymes salâti ve min zürriyyeti, rabbena ve tekabbel duaiy. Rabbenağfirliy ve livalideyye ve lilmü’miniyne yevme yekûmül hisab.

Anlamı:

Rabbim beni ve benden doğanları namazı ikâme edenlerden eyle. Duâmı kabul eyle. Hesab gününde beni ebeveynimi ve mü’minleri bağışla

Allah (c.c.) razı olsun...

RABBİM cümlemizden razı olsun okuyan gözlerinize sağlık.

Allah (c.c.) razı olsun... kardesim

RABBİM cümlemizden razı olsun okuyan gözlerinize sağlık.

Bu dualara binlerce kez amin...
Aşağıdaki duada bazı kısımlarda yanlışlıklar yapılmış. Bir an evvel düzeltebilirsek çok iyi olur.
Allah yoktur O vardır
değil Tanrı yoktur O vardır olacaktı. Bu hata birkaç yerde tekrarlanmış.


Okunuşu:

HasbiyALLAHu lâ ilâhe illâ Hu, aleyhi tevekkeltu ve Huve rabbül arşıl azıym.

Anlamı:

Allâh’a güvendim (bana yeter) Allah yoktur O vardır, ki ben de O’na bağlanıp işimi ona bıraktım; O arşın aziym rabbidir.

Bilgi:

Başınız haksız yere derde girdiği zaman bu âyet-i günde beşyüz veya bin kere okumaya devam ederseniz, inşâALLAH kısa zamanda selâmete çıkarsınız.

Bu âyetteki duâyı ilk okuyan İbrahim peygamberdir.

İbrahim aleyhi’s-selâm Nemrud tarafından yakalattırılıp, mancınıkla ateş dağının içine fırlatıldığı zaman, havadayken Cebrâil isimli melek gelir ve sorar.

-Yâ İbrahim senin için ne yapmamı istersin?

İbrahim aleyhi’s-selâm cevab verir:

-Allâh’a güvendim. O bana yeter. Allah yoktur O vardır! Ben O’na bağlanıp, işimi ona bıraktım. Ki O arş’ın azîm rabbıdır.

İşte İbrahim aleyhi’s-selâm’ın bu şekildeki ifâdesinden sonra mûcize olur; ve İbrahim aleyhi’s-selâm yavaş bir şekilde ateşin içine düşer fakat onu ateş yakmaz. Çünki, Kur’ân-ı Kerîm’de anlatıldığı üzere "ateş soğumuş ve selâmet verici olmuştur" İbrahim peygamber için, Allâh emri ile. İşte, böyle bir mûcizenin meydana gelmesine vesile olan anlayış ve ifâde vardır bu duâda.

Bakın bu duâ için ne buyuruyor Rasûlullah salla’lâhu aleyhi ve sellem efendimiz bizlere:

-Kim sabah kalktığında ve geceye girdiğinde «Allâh’a güvendim o bana yeter, Allah yoktur, arş’ın azîm rabbi olan O vardır» derse; bunu ister sıdk ile söylesin ister YALANDAN (inanmıyarak) söylesin, yedi defa söylediğinde Allâh ona kâfi gelir.’ Ebû Davud.

Dikkat edin!..





Dualar

MollaCami.Com