Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Babasının Evliya Çelebi'ye Nasihatı

Babasının Evliya Çelebi'ye Nasihatı




Oğul, adam yoksul olur, besmelesiz taam yeme.
Sır verecek sözün var ise, sakın avratına deme.
Esvâbın (giysin) söküğünü üstünde dikme.
Cünüp olup yemek yeme.
İyi adını keme (kötüye) takma ve keme yoldaş olma, zararını çekersin.
Yürü ileri; geri kalma, alay bozma; tarla basma.
Yâran payına (dostlar ayağına) sarkma. Komadığın yere el uzatma.

İki kişi söyleşirken dinleme.
Nân-ü nemek (ekmek, tuz) hakkın gözet.
Nâ-mahreme (sana helâl olmayana) nazar edip (bakıp) ihânet etme.
Da'vetsiz bir yere varma, varırsan emn-ü eman (güvenli) yere, ehl-i ırz-a (namuslu) kimseye var.
Mahrem-i esrâr (sır arkadaşı) ol.
Her mecliste istimâ ettiğin (duyduğun) sözleri hıfz eyle (aklında tut).
Evden eve mesâvi edip (kötülük edip) söz gezdirme.
Zemm-ü nenm-ü gıybet ve mesâviden (yergiden, çekiştirme ve dedikodudan ve kötülükten) arî ol.
Halûk (güzel ahlâklı) ol, herkesle hüsn-ü ülfet et (iyi geçin).
Lecûc (inatçı) ve zebandirâz (dil uzatıcı) olma.
Senden uluların önünden gitme. İhtiyârlara riâyet et (saygı göster).
Daima tâhir (temiz) olup her muherramât, menhiyâttan (haram olan ve yapılmaması buyurulan şeylerin hepsinden) perhizkar ol.
Evkât-ı hamseye (beş vakit namazla) mudâvemet edip (devamlılık gösterip) salâh-ı hal ile mukayyet (iyi hâl ile bağlı) olup ilimle meşgul ol.
Ve oğul, dünya cihetinden nasihatım odur ki, daima hoş huylu olup minnetsiz ol ki( minnet etme) hem meclisinde bulunduğun vüzera ve ayan kibarlara (yüksek tabakaya) cihet-i dünya için bir şey ricasında olma. Senden nefret edip kovumsamayalar.
Rıza lokmasına kanat eyle.
Eline giren malı israf etme.
Kanaatle geçin, kanaat, tükenmez bir hazinedir demişler.
Sağlıkta ve hastalıkta lazım olur.
Dünyalık akçeyi saklayıp namerde muhtaç olma.
Çünkü "Düşmana kalırsa kalsın. Dosta muhtaç olma tek".
Gezip dolaştığın yerde iki yerden gayret kuşağın kemerine bend edip kendini daima muhafazada ol.
Su uyur yabancılar ve gaddar düşman uyumaz.
Büyük evliyalar ziyaretleriyle meşgul olup cümle ziyaretgâhları ve her diyarın menzillerinde olan ova ve sahra, yüce dağ, garip ağaç ve taşları, beldeleri, ibret olucu yapıları, kalelerini, fatih ve kurucularını, çepeçevre büyüklerini yazarak seyahatname adıyla bir tomar telif eyle.
Ahirin ve akıbetin hayrola.
Düşman şerrinden olup yüce aziz tanrı yardımcın olup dünyada güvenlik, son nefeste iman müyesser edip peygamber sancağı dibinde haşr olalım.
Bu bentlerimi (öğütlerimi) "Gûşuna mengûş eyle (kulağına küpe et)!"
Deyip enseme bir pehlivan sillesi vurup, kulağımı burup: "Yürü âkıbetin hayır ola, el-Fâtiha" der.
Silleden sersemler, gözünü açar ki ev apaydınlık olmuştur.
Babası bir heybe hurç içinde 12 tane kitap ve yolluk olarak 200 altın verip; 'Yürü ne canibe gidersen sana destürdur, amma diyar-ı gurbette tedarikli olup, merd ol ve ehl-i derde (dertliye) yar ol' diyerek alnından öper.

tşkkrlr...


tşkkrlr...

çok teşekkürler...


Güzel Sözler

MollaCami.Com