Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Meyve ağaçlarını sarınca karınca

İstanbul’da güneşli bir günün sabahında Topkapı Sarayı’nın avlusunda bulunan Has Oda’nın kapısı açıldı. Uzun boylu genç bir adam arka bahçeye doğru ilerliyordu. Bu kişi, Avrupa’yı titreten, koca Akdeniz’i hâkimiyet altına alan Osmanlı Devleti’nin kudretli hükümdarı Kanunî Sultan Süleyman’dan başkası değildi. Devlet işlerinden vakit buldukça soluklanmak için arka bahçeye çıkar, ağaçları, kuşları, denizi seyrederdi.

O gün deniz, ağaçlar bir başka güzeldi, yalnız ağaçlardan birkaç tanesinin yapraklarının buruştuğunu fark etti. Hemen yanlarına yaklaştı ve eliyle tutup incelemeye başladı. Biraz sonra ağaçların neden buruştuklarını anlamıştı. Karıncalar sarmıştı o güzelim dallarını. Aklına bir çözüm yolu geldi. Ağaçları ilaçlatacaktı. Böylece ağaçlar karıncalardan kurtulacak ve rahat bir nefes alacaklardı. Fakat birkaç dakika daha düşününce bu fikrin o kadar da iyi olmadığını anladı. Karıncalar da can taşıyordu, ağaçları ilaçlatırsa onlar ölebilirdi. İşin içinden çıkamayacağını anlayan Kanunî, bu konuyu danışmak için hocası Ebussuud Efendi’yi aramaya koyuldu. Hocasının odasına gitti. Ama hocası odada yoktu. Hemen oracıkta bulduğu kâğıt parçasına kafasına takılan soruyu edebî bir üslupla yazdı ve hocasının rahlesi üzerine bıraktı.

Birkaç saat sonra hocası odasına gelmiş ve rahlenin üzerinde el yazısı ile yazılmış kâğıdı görmüştü. Eline hat kalemini alan Ebussuud Efendi, talebesinin soruyu yazdığı kâğıdın altına bir şeyler yazdı ve kâğıdı rahleye bıraktı.

Kanunî bir ara tekrar hocasının odasına uğradı. Hocası yine yerinde yoktu; ama rahlenin üzerine bırakmış olduğu kâğıdın üzerine kendi yazısı dışında bir şeylerin daha yazılmış olduğunu gördü. Merakla kâğıdı eline aldı ve okumaya başladı. Yazıyı okuyunca yüzünde bir tebessüm belirdi. Kâğıdın üst kısmında Kanunî’nin hocasına yazdığı sual vardı. Kanunî şöyle diyordu hocasına:

Meyve ağaçlarını sarınca karınca
Günah var mı karıncayı kırınca?

Hocası Ebussuud soruyu şöyle cevaplıyordu:

Yarın Hakk’ın divanına varınca
Süleyman’dan hakkın alır karınca..

ecdad ne kadar ince,kibar,mütevazi,hürmetli,kelimelerle anlatmak kafi olmuyo....mübarekler herşeyde... :'( :'( :'(
çok güzeldi,zevkle okudum elinize saglık kardeşim...

paylaşımınız için teşekkürler....
keşke herkes kanuni gibi olabilse....

çooook güzel

Örnek alacağımız onca güzel ecdadımız varken umarım yerimizde saymıyoruzdur ::)
Çok değerli bir paylaşımdı, Allah razı olsun...

çok güzedi :)

HatırLamış oLduk.TeşekkürLer..

tüm ailece çok zevkle okuduk.ecdadımızın şefaatlerine
nail eylesin Rabbim çok teşekkürler.

Ecdadimizdan ogrenecemiz cok seyler var.Mevlam tatbik etmeyi nasip etsin.tesekkurler cok guzeldi

O kadar çok duygulandım ki şimdi.Bu sözü talebeyken bir arkadaşım kitabıma yazmıştı ve hala duruyor.Bu olayın sonunda söylendiğini bilmiyordum sizin sayenizde öğrenmiş oldum.ALLAH razı olsun!

Muhteşem Süleyman'a yaraşır, muhteşem bir davranış..Örnek alnası bir davranış..

çok güzeldi sayenizde hatırlamış olduk teşekkürler..


Ecdadimizdan ogrenecemiz cok seyler var.Mevlam tatbik etmeyi nasip etsin.tesekkurler cok guzeldi

ellerine sağlık kardeşim :)

bende teşekkür ederim kardeşlerime...

sözcükler boğazıma dizildi vallahi...

Tarih bizlerle gurur duyuyor da bizler ne haldeyiz aman allahım


Tarihi, Ibretli Hikayeler

MollaCami.Com