Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Hasretim Sana Sehir (İstanbul)



Kostantiniyye mutlak fethedilecektir.

Onu fetheden komutan ne güzel komutan,

Onu fetheden asker ne güzel askerdir


*

Söz nurlu, söz mustulu, pusulasi cennetin.

Kim olmazdi neferi sorgusuz kiyametin?

Ugrunda atilacak her adim kutsal idi,

Sehitlik mecburiyet, gazilik ikbal idi.

Bu yüzden nice canlar toplandi sur önünde

Sühedâ duadaydi, olmak için dügünde

Yürüdü akin akin Eyyüp...Bayezit... Fatih,

Hedeflerinde cennet, gönüllerinde fetih

Ne tas ne çamur büktü o güçlü bilekleri,

Ne telasli seytanlar ürküttü yürekleri.

Ya Bizans beni alir ya ben onu.diyerek;

Çaglara yön verdiler cenk gömlegi giyerek.

Zafere yürüdüler, evliyalar önderdi.

Hazreti Musa gelip Fatihe elin verdi,

Deniz bosa bekledi, daglarda yüzdü gemi.

Gülbank gögü titretti, tekbirler gülle gibi

Ulubatliya ölüm; sanki dügün bayramdi...

Bayrak sehre sunulan cennetten bir selamdi.

Bizans hiç görmemisti, böyle cengaverleri

Birlikte kutladilar bu mübarek zaferi

Haçlilarin aksine, gelenler pek de mertti

Halk çignedi serpusu; sariga güller serpti

Bogazin sulariyla yikandi, paklandi ruh,

Imanin süzgecinden geçip duruldu güruh.

Yedi tepe ufkundan günes bir baska dogdu,

Hilâl yerinden çikip kalpleri nura bogdu.

Gelin parmagi gibi minareler, açip yol,

Semaya seslendiler Iste budur Islambol

*

Islambol: cennetin dünyaya vuran savki,

Gören secdeye varir, minnetle anar Hakki.

Yildizlar husu ile egilir sehre dogru

Nüvesine almaya göge yükselen nuru

Yildiz yerde, ay kalpte, cezbeden bir zarâfet...

Arzdan arsa uzanan ilahi bir keramet.

Alem gördü mü acep; böyle bir ihtisami?

Ne Romasi, Bizansi, ne Bagdati ne Sami.

Istanbul, üç kitanin bogazinda gerdanlik,

Tüm sehirlere nispet övmüs, yaratmis Hâlik

Çirpinir Karadeniz, çagildasir Marmara,

Birlesir sükun ile Istanbulun koynunda.

Mehtap suyla öpüsür, su, kürekte nidalar

Sultanin yazmasinda oya gibi adalar

Haliç; sehrin gögsüne sokulmus, sefkat arar,

Kiskanir günes onu kizilligiyla sarar.

Bogaz, kugu boynunu uzatir Marmaraya.

Rumun,Sirpin, Moskofun özlemleri buraya.

Haklilar; nasil böyle bir cevher terk edilir?

Doymayan ömürlerin gözünde kalan sehir.

Her tasindan bir tarih sökün eder, dirilir.

Sokakta külhanbeyi, sarayda sultan, vezir

Topkapi, Dolmabahçe, Yildiz, Çiragan, Hidiv

Kaç hüznü, kaç sevinci, sakladilar kim bilir?

Kanat çirpar martiyla; ölümsüz asklar orda,

Kizkulesinde masum, Küçüksuda hovarda

Sadâbâd mutlu, mesut, nihaventten çalar saz,

Faytonlarda göz kirpip yürek hoplatir dilbaz

Kapali Çarsi, Misir, kubbelerle münhasir

Bir ucu tarih kokar, digeriyse muâsir..

Istanbul, adaletin, hosgörünün yatagi,

Kirk bir çesit milletin sigindigi otagi,

Öyle bir belde ki o, canlara devâ gibi,

Ordan dem almayanin, günleri hevâ gibi

Yedi tepe, yedi renk, yansiyan hos sedadir,

Istanbul yüreklerde koskoca bir sevdadir.

*

Öyle bir sevda ki o; tasindigi yürek dar

Umut hüzne sarilmis, sehir gibi tarumar

Öyle bir sehir ki o; devlet içinde devlet

Dinlenmek için simdi; uykuya etti avdet

Evlerin avlusunda kokmaz oldu leylaklar

Feraceden siyrildi, çiplak kaldi sokaklar.

Yerebatanin suyu üstünden çekilince,

Yilan saçli Medusa geziniyor haince,

Al yüzlü Ayasofya; durur mahzun, mükedder,

Böyle ruhsuz bir durus olmamali mukadder

Çesmeler ona keza; suskun bülbüller gibi,

Biraksan aglayacak Nerde saltanat devri,

Sadâbâd kayiklari oldu birer heyulâ,

Denizin suyu hirçin, baligi küskün suya.

Bir yanda Koca Sinan, bir yanda gecekondu,

Ihtisam ve sefalet ikileminin yurdu.

Zekat, zevk aleminin kafeslerinde mahkum,

Eglesir Laila da, söylenisi bile Rum.

Kanlicada yogurt ye, Eminönünde balik,

Yok baska dinlendiren, boguyor kalabalik.

Piyerloti den bakan karsilasmaz özüyle,

Sehir sanki sarilmis amerikan beziyle.

Sagda; cami, külliye, solda; türbe, yatir var

Üstte yabanci müzik, altta; disko, kafe, bar,

Binalar yükseliyor yeri gögü yirtarak,

Içlerinde yalnizlik, feryat, figan ve nifak.

Üç basli ejderhanin basi kopali beri,

Akrebin kiskacinda sehrin güvercinleri.

Istanbul! .. At, gögsünden küflü, süfli hayati,

Kurtarmaz Yedikule, Hazerfenin kanadi

Atiyi aydinlatan mazinle övün, fakat;

Ey! Istanbul, yok sende dününe hiç sadakat

Uyan; kaybolmakta gün, Ay batiyor, Günes yok.....

Silkin rehavetinden, sana göz koyanlar çok.

Davul zurna çalinsin, köse vursun mehteran.

Medeniyetlere kos, özünden hiç kopmadan.

Vurgunum, sevdaliyim, hasretim sana sehir,

Gülün çardakta solgun,lâleni kim devsirir?

Coskun akar nehirler, durgun su içilir mi?

Rahmet yüklü Istanbul, senden vazgeçilir mi?



Perihan Dirican

teşekkürler...emeğine sağlık..


teşekkürler...emeğine sağlık..


teşekkürler...emeğine sağlık..


teşekkürler...emeğine sağlık..

İSTANBUL a olan hasretimi mısralarda analata bilseydim en büyük şair ben olurdum ama şuda bir gerçek İSTANBUL için yanıp tutuşan en gönlü yanık aşık ben değilimki kül plmuş değilim...

gördüğünüz gibi anlatamıyorum AŞKIM ı. arife tarif gerekmez...


İSTANBUL a olan hasretimi mısralarda analata bilseydim en büyük şair ben olurdum ama şuda bir gerçek İSTANBUL için yanıp tutuşan en gönlü yanık aşık ben değilimki kül plmuş değilim...

gördüğünüz gibi anlatamıyorum AŞKIM ı. arife tarif gerekmez...


evet kardeşim şairlikte yazarlıkta
kabiliyet ister
RABBİM de bu niğmeti maalesef herkeze vermemiş
bazıları içindeki coşkuyu, hüznü hemen kağıda döker
çok güzel ifade eder, bazısıda okumakla iç geçirir
bunlardan biride benim ..
içindeki güzel terennümleri kağıda dökenlere hayranım RABBİM selamet versin ne diyelim
belki bizimde başka güzel meziyetlermiz vardır deyip teselli
hapı alsak hiçte fena olmaz ;) ;)

bütün kardeşlerime ayrı ayrı teşekkür ediyorum
okuyan gözlerine ,emek verip yorum yazan ellerine sağlık diyorum..


Şiir

MollaCami.Com