Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


neden matematik...


Bir çok insan için matematik hayatı sıkıcı hale getiren , içine korku
salan, sınavlardan ve kabuslardan ibarettir. Bazıları içinse
matematik, hayatı anlamanın ve sevmenin bir yolu olabilmiştir.
Matematikteki berrak düşünce gücünün insanoğlunu
olgunlaştırdığı ve sonsuzluk kavramıyla tanıştırmış olduğu şüphesizdir.
Matematik insan beyninin bir ürünüdür. Diğer taraftan
Matematik, yaratıcının doğanın içine bıraktığı ipuçlarıdır. Zaten
insanların matematikle, bilimle uğraşmaya başlamasının
temelinde yatan içgüdü de budur. Matematik eğitimi almamış bir insan ile
matematikçi arasında da bir çok fark vardır.
Bunlardan biri Matematik eğitimi almamış bir insan matematikçiye çözmesi
için problem getirir, matematikçi ise problemi
çözdüğü gibi çözümlerin gerçek hayatla uyumlu olup olmadığını analiz eder.
Matematik, insanın bakar bakmaz görülmeyecek
kadar saklı ve karmaşık, ama insan beyninin çabalarıyla ulaşabileceği
kadar yakın, mutlak doğru, kesin ve değişmez, yalın,
güzel ve kurallı bir yetenek kazandıran bir bilimdir. Evren yaratılırken
konulan kuralların yalnızca doğru çalışmalarıyla
yetinilmemiş, bu kuralların insan beyninin gücü ile açıklanması güzelliği
de bilim adamlarından istenmiştir. Galileo “insana bu
mükemmel beyni veren tanrının, insanın bu beyni kullanmasını istemediğine
inanmıyorum” derken işte doğanın sırlarında saklı
olan bu güzelliklere ulaşma heyecanını dile getiriyordu. Bilgisizliğin,
boş kuşkunun huzursuzluğunu değil, bilginin coşkun
mutluluğunu aramak ve buna ulaşmak arayışının adı matematiktir.
İnanmalıyız ki gerçekten matematikteki her şey doğanın
kuralları ile örtüşür. Matematikçilere düşen görev de içinde yaşadığımız
uzayın bir topolojik uzay olduğu bilinci içinde,
doğanın sosyal hayatın ve matematiğin kurallarının birbiriyle ne kadar
uyumlu olduğunu adım adım ortaya koymaktır.


alıntı


Lise

MollaCami.Com