Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
Bırak gideyim, sükûtun sahrasında nefesleneyim…
Gidiyorum...
Nefesin bahşedilmiş ligine,
Hakikatin ruhuma
Temaşa eğlediği firkati ülfetine
Ne söylesem,
Yıllara sâri sükûtumu
Bir bir şehre dip ayan etsem
Aşkın abadına gönlümü hasredebilsem
Ve umutlarımın sultanına iltica etsem...
Ne kadar
Melalim varsa...
Katreler misali
[COLOR=#660066]Rahmet için dilenen muhtaçsa,
Meramın sevdaya kavuşmaksa
Nefsimin çeperlerinde, irademin aczi yetinde
Esaret çekmek bu kadar kalbe ezaysa
Aklım niye soluk soluğa,
Kuytu viranelerde hoyratlığın
Dilinde ve çilem korkuysa
Açma perdeleri
Sinem gün görür...
Haşyetin bucağında,
Ne derlerin kucağında,
Keş kelerin ocağında zanlarım büyür
Dile gelen ne varsa,
Kalbimin lekeleri sinemde
Dinmeyen bir sızıysa, hicran yürür
Aşk mı bu minval üzere,
Hakikat ramı ne yüze,
İçimin titremeleri başlıyor bak yine
Niye ağlıyorum,
İnan ki bilmiyorum...
Bin hüzünle yolun yolculuğuna başlıyorum,
Sancılarımla baş başa inliyorum
Kaçıyorum...
Bilinmeyen bir adrese,
Hasretine ram olduğum nefesin mukabelesine
Ne kaldıysa nefesten,
Solmaya amade olmuş bir hevesten,
Sabrın lehçesinden yine
Ne diliyorum,
Ne kadar biliyorum...
Ummanın sesini,
İçimi sızlatan özlemini, hasreti
Zerk eden busesini işitiyorum
Ne kadar dalsam,
Dalgalar misali gönlümü
Sükûtun kollarına bıraksam ağlasam
Ruhumu bırakmadan,
Manamdan kopmadan,
Kalbim kararmadan a[FONT=Comic Sans MS]şkı yaşasam
Gözümün gördüğü...
Hakikat için dile gelen nidanın
Sevdaya meftun hali
Ve serzenişi yüreğimi deliyor
Ne kadar bigâne kalsam,
Nefsimin nizamsızlığına yansam,
Kıt aklımla yakarsam
Yine de hakkıyla olmuyor,
Vuslatın perdesi, ötenin
Aşka ram olmuş vecdi dolmuyor
Mustafa CİLASUN[/FONT][/COLOR]