Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Tik tak... Tik tak...



Ey uçuruma yuvarlanmış ruh!
Tekrar yukarı mı çıkmak istersin?
Suçlusun sen!
Otur önce bin sene hatalarını düşün!
........
........
........

Zamanın dehlizlerinde ayak sesleri…

Tik tak... Tik tak... Tik tak...
Ey ruh, neredesin?
........
........
........

Ruh düştüğü çukurda bir an irkilir.
Zaman ne zamandır?
Bin sene mi, bir an mı geçti?
Kendi içime öyle gömülmüşüm ki...
Ne varlıktan haberim var,
Ne yokluktan...
Ne zamanı saydım,
Ne mekanı ölçtüm...
İçimdeki kuyuda kayboldum.

Bin sene.
Dile kolay!
Koskoca bin sene...
Vicdan saati bin seneye döner.
Yavaş yavaş...
Asırların ihtiyar gözyaşları...
Asitli yağmurlar.
Yükselen ve batan medeniyet…
Mezarlarda canlılar,
Şehirlerde ölüler...
Delilerle akıllılar yer mi değiştirdi?
Kime inanacağız?
Ateşler ülkesi.
Susuzlar diyarı.
Kukla ruhlar.
Ateşin köleleri,
Efendilerini gözetliyor.
Devir hangi devir?
Hani yiğitler nerede?
Kanları deli yiğitler...
Dünyayı sırtlayan yiğitler.
Mirasın sahibi yiğitler...
Geldi mi kurtarıcı?
Kaç bin yıl geçti?

Sessizlik…
Ruh korktu.
Ruh anladı.
“Büyük son”du ufukta görünen…
Veli yiğitler de atlarını dörtnala sürüp gitmişlerdi.
Zamanın tozlarını havalandırarak…
“Öyleyse,” dedi ruh,
“Bu zaman,
Kuyuda kalma zamanıdır.”
Benim kurtuluşum orada…

e.z.bilge


Kendi siirleriniz

MollaCami.Com