Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Unutturur mu hicran, sinemi burkan o an!

Ne söylesem
Bin hüzün içinde nefesimi derlesem
Ah u zarımla inleyip, ruhumdan geçsem ve titresem
Mahcubiyetin eşiklerinde hıçkırıklarımı kime söyleyip yüzleşsem


Belki de anmayacaksın
Ruhumun firkatine ram olan lahzayı
Hiçe sayacaksın ve belki hayıflanarak ağlayacaksın
Yakılası hülyalardan vazgeçip, kuytu mekanlarda soluyacaksın


Neyleyim ki bir acizim
Yüzü kara, kalbi zan içinde olan zadeyim
Bilinçaltıma yerleşen lekelerle yol almış bir sefilim
Nasıl inkar ederim, peşimn hükümlü bir nefes olarak ne kepazeyim


Bir vakitler kadıydım
Nazar ettiğim her kimse dinlemeden yargılardım
Her ne hikmetse bunu takva adına yapacak kadar bağnazdım
Bilsen ne kadar yanıldım, yapraksız dal misali yaralı ve yalnızdım


Niçin bu kadar yanıldım
Okuyup tahkik etmek adına sanki tutkluydum
İnandığım nefeslere nasıl kandım, sonra aldanan ben oldum
Çıkmaz sokakların, yıkık duvarların umutları misali sararıp kaldım


Niçin taşlaşmıştı kalbim
Kifayetsiz izanım ve tutukluluk yaşayan aklım
Nasıl bir afakın zadesi ve gayesi olarak önyargılara inandım
En yakınlarıma hapis hayatı yaşattım, adeta kör bir gardiyandım


Dört duvar arasına hapsetmek
İnsan denen hakikatin umutlarını kurutup çürütmek
Kendini rızgın sahibi gibi nitelendirmek ve yakınları mecbur etmek
Ziyadesiyle şekliyete bürünüp ihlas adına, ruhları devşirmek ve eritmek


İnsan zan mı olup kararmalı
Cemaat asabiyetlerinden soyutlanmaya gerek mi duymamalı
Hanif bir kul olmak için aşkı mı hakkıyla anlamalı, yoksa mı avunmalı
Ruhuna ve kalbine yabancı olan nasıl bir insan olmalı, derdi anlaşılmalı


Niçin Zişanı efendim ötelenir
Zikredilen en ulvi yanı gizlenir, zikredilen adına paye aranır
Efendi diye bir düşün kimlerden çare adına dert yanılır ve aldanılır
Şefaata mazhar olmak ancak ihlas ve irfan üzre aranır ve böyle yaşanır




Mustafa CİLASUN


Kendi siirleriniz

MollaCami.Com