Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


DİL

DİL : Heppimizin bildiği gibi beş duyu organlarından biridir, görevi tad alma olarak izah edilir.
Ancak onun ağız içinde şekilden şekile girerek döktürdüğü kelimeler sahibini A’layi illiyyine çıkarttığı
gibi esfeli safilinede yolcu edebilir. Organlarımız içinde hemen hemen en önemlisi dildir.
Bazen o et parçasından bal akarken bazende zehir salyaları dökülmeğe başlar.
Atalarımız onun içindirki ‘’Dil ola aş pişire, dil ola baş kestire’’ demişlerdir. Gerçektende insani vezir
edende dildir , rezil edende.
Peygamber efendimiz (s.a.v.) dil hakkında şöyle buyurur.
"Ademoğlu sabaha erdimi, bütün azaları, dile temenna edip: "Bizim hakkımızda Allah'tan
kork Zira biz sana tabiyiz Sen istikamette olursan biz de istikâmette oluruz, sen sapıtırsan
biz de sapıtırız!" derler "
"Hz İsa yolda bir domuza rastlar Ona: "Selametle yoldan çekil!" der Yanında bulunanlar:
"Bunu şu domuz için mi söylüyorsun?" diye sorarlar (O ise domuz kelimesini diliyle telafuz
etmekten çekindiğini ifade eder ve

"Ben, dilimin, çirkin şeyi söylemeye alışmasından korkuyorum!" cevabını verir "
Halk arsında sıkça kullanılan bir söz vardır "bakma onun kötü söylemesine, kalbi temizdir" Bu sözün ne
kadar yanlış olduğunu Hazreti Mevlana’nın şu
sözünden anlıyoruz. “Bal küpünden sirke taşmaz” Bu ifadeyle, ağızdan çıkan sözün; o kişinin kalbindeki duygu ve düşüncelerini, açığa çıkardığı anlaşılmaktadır.

Allah’u teala (c.c.) kuranda "Güzel sözler ve insanlari bagislama, arkasından incitme gelen
sadakadan daha iyidir"[ 2/263] buyurmaktadır.
Allah (c.c.) Hz. Musa ile kardeşi Hz.Harun’a hitaben
"Firavun'a gidin, çünkü o, azdı. Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp-düşünür veya içi
titrer-korkar." [20/43-44] diye buyurmuştur.
Atalarımız dilin afetlerini ne kadarda güzel dile getirmişler.
“dil yarası derin olur, çare bulunmaz” diye…
Masum gönüllerin cellâdı değil, yüreği kırgın olanların doktoru olmalıyız.
Bakın bu hususta Hz. Ömer ne diyor: "Ey Kâbe seni bin sefer yıksam yine yapabilirim. Ama kırık
bir kalbi asla!" İşte bu derece zor durumda olan kırık bir kalbi eğer onarabilirsek artık Hakk'ın
sevgili kullarından olduğumuza inanabiliriz.

Çünkü bir hadis-i şerifte şöyle diyor, Nebiler Nebisi: "Gerçek mü'min, elinden ve dilinden
başkalarının zarar görmediği kişidir."

Dilim : ettin beni dilim dilim sözü ne güzel söylenmis.
Büyük insanların dil hakkında söyledikleri güzel sözler
“Söylenmediği müddetçe söze sen hâkimsin. Bir kere
söylendi mi, o sana hâkim olur.”


"Bak; şu çeşmenin tası yok, kırma insan kalbini; yapacak ustası yok"

“Ağızdan çıkan söz bil ki, yaydan fırlayan ok gibidir. O Ok gittiği yerden geri dönmez.

Aslında ağızdan çıkan her söz, sahibinin karakter yapısını, kişiliğini de ele verir;

“Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır.”

Mademki; "söz; özün tercümanıdır" O halde, dilin afetlerinden korunmanın yolu da;
"özü(kalbi) temizlemektir" Bu dahi kitap ve sunnetle olur.
Yalan, gıybet, laftaşıma, çirkin söz, alay etmek, vs. Bunlarda dilin afetlerindendir.
Dil hakkında söylenenlerin tamamını yazmaya kalksak, ne kalem yeter nede kağıt.

Yani bu et parçası başıboş bırakılmağa gelmez, onu çok iyi dizginlemek gerekir aksi halde hem dünyada ve hemde ukbada bizleri perişan eder.


Selam ve saygılarımla.


Kendi siirleriniz

MollaCami.Com