Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Sırlı Emanetler








Hırka-i Saadet


124 cm boyunda, siyah yünlü kumaştan hırkanın içi daha kaba şekilde dokunmuş
krem renk yünlü kumaşla kaplanmıştır Yer yer yıpranmış durumdadır Resulullah
(sas) tarafından Züheyr oğlu Ka’b’a verilen hırkadır.

Sancak-ı Şerif


Peygamber Efendimiz’in (sas) zamanında yapılan harplerde ashaptan her birlik
ayrı bir sancak taşırdı Bizzat Peygamber Efendimiz’e (as) mahsus olan Sancak-ı
Şerif ise Ukab ismini taşır Hazreti Aişe’ye ait siyah yünlü bir kumaştan yapılmıştır
Sancak-ı Şerif, Cenab-ı Peygamber’in (sas) âlem-i cemâli teşriflerinden sonra
sıra ile dört halifenin emanetinde olarak harplerde ordunun önünde taşındı
Mühr-i Saadet

Hz Muhammed (sas) yabancı devlet reislerine İslam’a davet mektupları yazdırırken
taşı akikten, halkası gümüşten yüzük şeklinde bir mühür yaptırmıştı Bu mühür
sıra ile Hz Ebubekir’e, Hz Ömer’e ve Hz Osman’a geçmiş, ancak Hz Osman tarafından
Eris isimli kuyuya düşürülmüş ve günlerce aranmasına rağmen bulunamamıştır
Tarihçiler bu mührün kaybolmasından sonra Müslümanlar arasındaki birliğin bozulduğuna,
devam edip gelen fitnelerin o zaman ortaya çıktığına dikkat çekerler Hz Osman
bunun üzerine aynı yazıyı taşıyan başka bir mühür yaptırarak kullanmıştırmukaddes
Emânetler arasında bulunan ve Bağdat’ta ele geçirilerek İstanbul’a getirilen
mührün bu mühür olduğu tahmin edilmektedir 1 cm uzunluğunda olup, kırmızı
akik taşından yapılmıştır Üzerinde kûfî hatla “Muhammed Resulullah” yazan bu
mühür hakkedilmiştir
Nalın-ı Saadet



Rasûlullah’ın (sas) arş üzre basan mübarek ayaklarına değmekle şereflenmiş sandalet
tarzı ayakkabılardır
Sakal-ı Şerif

Cenab-ı Peygamber Aleyhisselâm traş olduğu zaman saç ve sakal telleri ashab
tarafından toplanır, hatıra olarak saklanırdı Veda Haccı’nda traş olurken de
Resûlullah’ın (sas) saç telleri çevresindeki ashabı tarafından kapışılmıştı
Bunlardan biri de alnına düşen saçları almak için Allah Resûlü’ne (sas) rica
eden Halid bin Velid’di Halid bin Velid, bu saç tellerini ölünceye kadar sarığının
arasında taşıdı Yemame Savaşı devam ederken başından sarığı düştü Hazreti
Halid, yere düşen sarığını almak için canını düşünmeden düşmanlar arasına daldı
Etrafındakiler bu hali garipseyerek ikaz ettiklerinde “Ben bunu başlığımın kıymetinden
dolayı yapmıyorum Fakat onun içinde Peygamber Aleyhisselâm’ın saçı bulunduğu
için müşriklerin eline düşmesini istemiyorum Ben onu hangi tarafa yönelttimse
orası fetholundu” dedi
Bugün birçok tarihi camide, hatta aileler, şahıslar elinde Sakal-ı Şerif bulunmaktadır
Hırka-i Saadet Dairesi’nde de ellinin üzerinde Sakal-ı Şerif vardı Cam mahfazalardaki
Sakal-ı Şerifler kırk kat bohçaya sarılarak saklanır Mübarek gün ve gecelerde
salâvat-ı şerifeler okunarak ziyarete açılır, gönüllerdeki Peygamber (sas) sevgisi
tazelenir, dünya gözüyle görmeden kendisine iman edenler bir nebze olsun hasret
giderirler

Hz İbrahim’in (as) tenceresi

Hazreti İbrahim’e nispet edilen tencere, silindir bir kutu içerisinde olup kutunun
üzerindeki etikette “Padişahımız Sultan Mehmet Hazretleri huzur-ı hümayunlarında
Hasodabaşı Mustafa Ağa Kethüda’ya teslim eylediği İbrahim’in mermer kazganlarının
mahfazasıdır Sene 1058” yazılıdır Tencere, genellikle Suriye Bölgesi’nde bulunan
silisli (kumlu) granitten oyularak imal edilmiştir

Nakş-ı Kadem-i Peygamberi

İlk dönem İslâm kaynaklarında bu konuda yazılı bir bilgi olmamasına rağmen Allah
Rasûlü’nün (sas) bir mucize olarak bazı defalar sert zemine bastığında ayak
izinin çıktığına inanılmakta, birçok yerde bulunan Kadem-i Şerif izleri buna
delil gösterilmektedir Topkapı Sarayı mukaddes Emânetler Dairesi’nde taşlar
üzerine çıkmış altı adet Kadem-i Şerif nakşı muhafaza edilmektedir Bunların
yanı sıra gümüş, tahta ve mukavva üzerine çizili birçok Kadem-i Şerif resmi
de mevcuttur Sultan I Ahmed, Hazreti Peygamber’in (sas) ayak izi şeklinde
altından bir sorguç yaptırmış, bunu mübarek günlerde ve törenlerde başında taşımıştır





Kadeh-i Şerif




Hazreti Peygamber (sas) bir gün Medine’de bir yerden dönerken Benî Sâide Sofası
denilen mevkide ashabı ile istirahat etmek için oturmuştu Bu sırada Sehl ibn
Sa’d’a dönerek “Ya Sehl, bizleri bir sulasan” buyurdular Resulullah’ın (sas)
vefatında 15 yaşlarında bir delikanlı olan, Hicri 91 yılında 96 yaşında vefat
ettiğinde “Medine’de en son vefat eden sahabi” unvanını alan Sehl, o gün su
ikram ettiği ağaçtan mamul kadehi hatıra olarak saklamıştı Yıllar sonra, bir
topluluğun içinde bu kadehi göstererek su ikram ettiğinde kadeh, orada
bulunan Ömer bin Abdülaziz tarafından istendi Sehl de kadehi ona hediye etti
Kadeh-i Şerif’in dışı muhafaza gayesiyle gümüşle kaplanmıştır



Gasl-i Nebevî Suyu ve Kabir Toprağı



Peygamber’imizin (sas) gasil suyunun muhafaza edildiği yeşil şişe zamanın tahribatına
dayanamamış, günümüze ancak kırık parçası ulaşmıştır


Kamîs-i Seyyidü’ş-Şühedâ



Kâbe’nin anahtarı


Mekke’nin fethinden sonra Kâbe’nin anahtarı, Resulullah (sas) tarafından “Şüphe
yok ki Allah emânetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz
zaman adaletle hükmetmenizi emreder” âyetinin nüzûlü üzerine ailece eskiden
beri bu hizmeti görmekte olan Osman bin Talha’ya verildi Halen aynı ailede
bulunan anahtarlar yenilendikçe eskileri İstanbul’a gelir, Miftah Alayı denilen
bir alayla karşılanırdı İlk defa Mekke Şerifi Ebü’l-Berekât, Mısır’ın fethinden
sonra Harem-i Şerif’in anahtar ve kilidini oğlu vasıtasıyla Yavuz Sultan Selim’e
göndermişti
Dördüncü Murad tarafından Bağdat seferine götürülen Kâbe anahtarının yanındaki
mektupta ise ilginç bilgiler bulunmaktadır Mektup, zamanın Mekke Emiri Zeyd
bin Muhsin tarafından Dördüncü Murad’a hitaben yazılmıştır Peygamber Efendimiz
(sas), rüyasında Emir’e Kâbe’nin mevcut anahtarını Harem-i Şerif’in imamıyla
padişaha göndermesini, padişahın bu anahtarı Acem seferinde yanında taşımasını
emredip fetih ve zaferi müjdelemektedir Ayrıca padişahın diğer seferlerde hatta
her oturup kalktığı yerde anahtarı yanından ayırmamasını istemekte, kendisinin
ve kendisine tabi olanların bu surette musibetlerden emin olacağını söylemektedir
Padişah kendisi harbe gitmediği zamanlarda da güvendiği bir adamıyla anahtarı
ordunun önünde taşıtmalıdır Allah’ın inayetiyle karşılarındaki düşmanları güç
yetiremeyip mağlup olacaklardır


Hücre-i Saadet’e takdim edilen buğday



Medine’nin eski âdetlerinden biri de borcu olanların Hazreti Muhammed’in (sas)
kabrinin bulunduğu Hücre-i Saadet’e buğday takdim ederek O’nun (sas) ruhaniyetinden
yardım istemeleri idi Borçlular, her yıl zilkade ayının 17 gecesi, borçları
miktarınca buğdayı beyaz bir kese içerisine koyarak Ravza-i Mutahhara’ya getirir,
Hücre-i Saadet’e takdim edilmesi için görevlilere verirdi Biriken buğdayları
Harem-i Şerif ağaları alıp ekmek yapar ve bazı kimselere hediye ederlerdi O
gün şehirde bayram havası eserdi


MÜBAREK KILIÇLAR


Peygamber Efendimiz’den ve ashabdan yadigâr olan Süyûf-ı Mübareke, mukaddes
Emânetler içinde önemli bir grubu teşkil eder Tabanları çelik olan kılıçların
üzerlerine daha sonraki dönemlerde kıymetli madenler ve taşlarla işlemeler yapılmış,
her bir yanı zamanla birer sanat şaheseri haline getirilmiştir Osmanlı padişahları
tahta geçtikten sonra Eyüp Sultan Türbesi’nde merasimle bu kılıçlardan birini
kuşanırlardı Kılıç alayı, Batılı yazarlarca kralların taç giyme törenlerine
benzetilmiştir


Hazreti Davud’un (as) kılıcı





Hırka-i Saadet Dairesi ve mukaddes Emanetler
Hilmi Aydın
Kaynak Kitaplığı

Resimlere bakarken bile ürperdim. :'(

Gidip, görmüş kadar olduk. Varol Meymune...

sende varol kardeşim .

görmemize vesile oldugun için teşekkürler meymune Allah razı olsun

:'( :'( :'(

+97

:'(

Allah sizlerden de böyle görüntüleri bizlere hazırlayıp sunanlardan da razı olsun,ben sadece hazıra kondum ...hepimizin içinde bu hasret diymi?? inşaallah dünya gözü ile de görmeyi cümlemize nasip eylesin..
firdevs27 , karasevdam ,afaki teşekkürler ediyorum sizlere

hz Allah razi olsun.. :'(

senden de sila kardeşim.

Bu değerli paylaşım için teşekkürler,ellerine sağlık kardeşim...

Rabb'im bu kıymetli emanetleri hakkıyla muhafa edip,günümüze ulaşmasını sağlayan ecdadımızdan razı olsun...


Bu değerli paylaşım için teşekkürler,ellerine sağlık kardeşim...

Rabb'im bu kıymetli emanetleri hakkıyla muhafa edip,günümüze ulaşmasını sağlayan ecdadımızdan razı olsun...


amin ahuzar ,teşekr.ederim


Bu değerli paylaşım için teşekkürler,ellerine sağlık kardeşim...

Rabb'im bu kıymetli emanetleri hakkıyla muhafa edip,günümüze ulaşmasını sağlayan ecdadımızdan razı olsun...


Allah razı olsun..


Bu değerli paylaşım için teşekkürler,ellerine sağlık kardeşim...

Rabb'im bu kıymetli emanetleri hakkıyla muhafa edip,günümüze ulaşmasını sağlayan ecdadımızdan razı olsun...


RAHMAN razı olsun RABBİM kıymetlerini bilmeyi nasip eylesin


Bu değerli paylaşım için teşekkürler,ellerine sağlık kardeşim...

Rabb'im bu kıymetli emanetleri hakkıyla muhafa edip,günümüze ulaşmasını sağlayan ecdadımızdan razı olsun...



Mollacami Foto Galerisi

MollaCami.Com