Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim
mavi randevu
Mavi bir elbiseyle gelmiştin, gökyüzü maviydi..
Getirdiğin rüzgârla ev kokuyordun..
Kolun koluma değiyordu, omzun omzuma..
Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi..
Bin dokuzyüz kırk iki baharıydı
Bahçeli pencereler önünde geziyorduk,
Gözlerimiz buluşuyordu, ürperiyordum
Gökyüzü maviydi, mendilin maviydi
Sıcak nefesin yüzüme değiyordu
'Evlenebilir miyiz' diye sormuştum,
Yürüyüşün değişmiş, yüzün pembeleşmişti;
Mavi elbiseler içindeydin, gökyüzü maviydi.
Elini elime verdin, ayrılıyorduk,
Gözlerin gözlerimde, dudakların ıslak,
'Sık sık konuşalım' demiştin; gittin..
Mendilin maviydi, gökyüzü maviydi..
Celâl Sılay
Nasıl bir vedaydı. İçim dağlandı yahu.
Şiiri okurken kendimi eski siyah-beyaz Türk filmlerinde gibi hissettim. Epey eski bir şiir. Ama duygular ne de güzel dile gelmiş. :)
Çok güzeldi. Teşekkürler.
okuyan gözlerine sağlık firdevs kardeşim
eyvallah...hakikaten acı bi gidiş...terkediliş
emeğine sağlık
okuyan gözlerine sağlık kardeşim
Şiir; küçük ve sönük hakikatleri, büyük ve parlak hayallerle süslendirip beğendirmek ister...
Edip ve şairler,ayrılıktan dolayı ağlamışlar...Ölümden şikayet etmişlerdir... Güz mevsimini hüzünle tasvir etmişlerdir... Hatta, dünyaca meşhur Arap edipleri o derece ileri gitmişler ki:
''Eğer ayrılık olmasa idi, ölüm ruhlarımızı almak için yol bulup gelemezdi''
manasında bir beyitleri vardır...
Şiire oldum olası, hep mesafeli durmuşumdur... Hassan Bin Sabit,Abdullah Bin Revaha gibi şairlerin şiirleri ise;başım gözüm üstüne...
Ellerinize sağlık....
okuyan gözlerinize sağlık kardeşim