Bölümler | Kategoriler | Konular | Üye Girişi | İletişim


Kör Kuyudaki Merkeb...

Günlerden bir gün, köylerden birinde, adamın birinin eşeği, kuyunun birine düşmüş.
Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş işte.
Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de toprak dökülmüştü.
Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin
ağırlığını çekemedi ve güm.
Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde.
Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü.
Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış.
Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız
köylüleri yardıma çağırdı.
Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı.
Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez.
Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.
Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar.
Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe
döktü.
Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi .
Ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık bakakaldı.

Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır. Ne bazeni, belki de çoğu zaman..

Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur..

Bunlarla başetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve
kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır,pes edip umutsuzluğa düşmek değil.

Kör kuyuda olsak bile...



Beğenerek okuduğum bir hikayeydi.Çok anlamlı tabi anlayana ;)Teşekkürler

çok güzel bir hikayeydi ellerine sağlık kardeşim

Ben teşekkür ederim bulut ve gihanna kardeşlerim sağolun


çok güzel bir hikayeydi ellerine sağlık kardeşim


Kişisel Gelişim

MollaCami.Com